Bugünkü miting aslında Bursa’da yapılacaktı. Fakat Canan Kaftancıoğlu’na hukukun iğfal edilerek mahpus ve siyaset yasağı verilince miting Bursa’dan İstanbul’a alındı. Tarihi de 21 Mayıs olarak belirlendi. Enteresan bir tesadüf 18 yıl evvel bugün, yani 21 Mayıs 2004 yılında DGM’ler kaldırılmıştı. DGM’ler devlete karşı işlenen hatalara bakıyordu.
Kaftancıoğlu da Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılamak cürmünden cezalandırılmıştı. DGM’ler güya kaldırıldı. Şahsım cumhuriyetinde artık her mahkeme DGM, iktidarın güzeline gitmeyen her kelam, her hareket devlete karşı işlenmiş kabahat kapsamında.
Miting için 17.00 sularında alana vardık. Yolda bir bayan bir erkek iki atı polis görünce bir an 50’li yıllara gittik. Alanın şimdi yarısı doluydu. Divriği gazetesinin emektarı Yahya Kemal, “Abla alan dolmayacak herhalde” dedi. Güldüm, kıdemli miting izleyicisi olarak “CHP’liler ekabirdir. Son dakikada sökün ederler” diye teselli ettim. Hakikaten de miting saati yaklaştığında, altı oklu bayraklarla, davullarla, halaylarla alana binlerce kişi girdi. “İtaat et” diyenlere “Adalet” diye karşılık verdiler. Alanda CHP ve Türk bayrağı ile Atatürk posterleri dışında öbür bayrak ve flama açılmadı.
Kılıçdaroğlu’ndan evvel kürsüye ilçe belediye liderleri, PM üyeleri ve milletvekilleri çıkıp selamlama yaptılar. Akabinde büyükşehir belediye liderleri tek tek sahneye çağrıldı. Testi olumlu çıkan Eskişehir Belediye Lideri Yılmaz Büyükerşen ile kaza geçiren Antalya Büyükşehir Belediye Lideri Muhittin Böcek hariç tüm Büyükşehir belediye liderleri tam takım meydandaydı. Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu en çok alkış alan belediye lideri oldu. Kaftancıoğlu kürsüye çıktığında meydan yıkıldı. Sonuçta bu mitingin gerçekleşme nedeniydi. Can canana kavuşmuştu.
Seyahat şehitleri ile Seyahat davası tutuklularının aileleri de el ele kürsüye çıktılar. Milletvekili ve belediye liderleri için birinci defa protokol tribünü hazırlanmamıştı. Halkın içine karışmaları istenmiş, onlarda bu karara uymuşlardı. Kılıçdaroğlu ile eşi Selvi Kılıçdaroğlu da alana erken gelip en ön sıradan halkın içinde konuşmaları dinlediler. Seyahat şehitleri ve tutuklu ailelerinden sonra kürsüye kâğıt toplayıcısı Nusret Güler ile 65 yaşında çalışmak zorunda kalan Nazife Cananoğlu çıktı. Bulaşıkçı Nazife Hanım ve kâğıt toplayıcısı Nusret Bey’in konuşması doğaçlama ve çok etkileyiciydi. Nazife Hanım’ın bilhassa “Ben bu yaşıma kadar çok hükümetler, çok güç vakitler gördüm. Lakin bu dönemki üzere sıkıntı bir vakit görmedim. Kâfi artık yeter” kelamları uzun uzun alkışlandı.
Kılıçdaroğlu’nun alanda gördüğü ilgi dükkânın asıl sahibin kim olduğunu da göstermiş oldu. Maltepe’de Kılıçdaroğlu, “Ben neo-liberalizme karşıyım” kelamlarını birinci kere net olarak kullandı. Kılıçdaroğlu konuşmasının son kısmında, “Ben asla değişmeyeceğim. Neysem o olacağım. Anlamayı, dinlemeyi, tevazu sahibi olmayı asla terk etmeyeceğim” diye söylemesi cumhurbaşkanlığı adaylığının gayri resmi ilanı olarak yorumlandı.
Kılıçdaroğlu mitingi, “Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz” türküsünü takım eşliğinde söyleyerek bitirdi.