İmam GÜNEŞ
Nisan ayında tamamlanan ihracatçı birlikleri seçimlerinin akabinde gözler Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) seçimlerine çevrildi. Haziran ayında yapılacak seçimler için birinci aday İstanbul Mobilya, Kâğıt ve Orman Eserleri İhracatçıları Birliği Lider Yardımcısı Ahmet Güleç oldu. 2014-2022 yılları ortasında birliğin başkanlığını da üstlenen Güleç, basın mensuplarıyla gerçekleştirdiği sohbet toplantısında aday olduğunu açıkladı. Bugün yapılacak dokumacılık bölüm konseyinde lider yahut lider yardımcısı seçilmesi halinde TİM Lideri İsmail Gülle’nin de adaylığını duyurması bekleniyor.
Güleç, TİM lider adaylığı sürecinin 4 yıl öncesinden başladığını belirterek, “Bir evvelki devir de ihracatçılardan ‘neden aday olmuyorsun’ teklifleri gelmişti. Lakin çok fazla aday olunca bir devir daha beklemek istedim. Bugünün adaylığı aslında 4 yıl evvelce aşikardı. 1 Ocak’tan beri alandayız. Dal şuramızı tamamlamayı bekledik. Günde 20-30 telefon görüşmesi yapıyoruz. Deneyimli ihracatçıların takviyesini alıyoruz” dedi.
“Muhalefet değiliz, daha fazla katkı sağlamak istiyoruz”
Başkanlığa aday olan isimlerin mevcut idarelerden daha fazla katkı sunmak için bu yola çıktıklarına değinen Güleç, şöyle devam etti: “Eksiklikler görmeseydim aday olmazdım. Biz bir muhalefet değiliz. Herkesin idare anlayışı farklı. Katma bedeli artıracak hedefl erimiz var. Eğitimi önemsiyoruz lakin ekseriyetle çalışanlarımızda uyguluyoruz. İşverenin da yöneticinin de eğitim alması gerekir. Hem sayılarımızı yükseltmek hem pazarlarımızı geliştirmek hem de müteşebbis sayısını artırmak gayesindeyiz. Oy istemek para istemekten daha sıkıntı. Zira parayı geri verebiliyorsun fakat oyu veremiyorsun. Bu seçimlerde oy kullanabilecek 451 delege var. Hepsinin oyu değerli. Herkese eşit uzaklıkta yaklaşıyoruz. Bölüm şurası başkanlığına oy birliği ile seçildim. Kendi bölümümüzde 23 delegemiz var.”
Ticaret Bakanlığı ve kamu kurumlarıyla uyumlu çalışmalar yapılabileceğini belirten Güleç, bürokrasiyle rakip olmadıklarını, birlikte strateji oluşturarak ihracatı tabandan tavana yaymanın daha gerçek olacağını kaydetti.
“Siyasetten ne kadar uzaklaşırsak kurumun aktifliği o kadar artar”
Türkiye’nin marka imajını artırmak istediklerini söz eden Güleç, kelamlarını şöyle sürdürdü: “Siyasetten ne kadar uzaklaşabilirsek kurumun aktifliği de o kadar artar. Birbirimizle rakip olmadan katma pahası artırmaya odaklanmalıyız. Pazara hitap edebiliyorsanız ihracatçı sizi takdir eder. Pazarlarda bugün konsantrasyon sorunu var. Finansmana erişim değerli, hammaddeye ulaşım sıkıntı. Firmalarımız pazar dinamikleri hakkında kâfi bilgiye sahip olmadığı için birbirlerine rakip oluyor. Halbuki pazar büyük. Derinlemesine tahlil yapmıyoruz. Hala katma kıymeti artıramıyoruz. Bunu lakin TİM çözebilir. TİM’in ihracatçılara orkestra şefi olması lazım. Ölçek meselemiz devam ediyor. Birbiriyle rekabet eden değil, iş birliği yapan firma sayısını artmalıyız. Önceliğimiz eksikliklere odaklanmak değil, yeteri kadar kullanmadığımız avantajlarımızı kullanmak olacak.”
“Küresel ticaret hissesini iki katına çıkarmalıyız”
Türkiye’de bir firmanın sürdürülebilir ihracat yapma müddetinin ortalama 4 yıl olduğuna dikkat çeken Güleç, şöyle devam etti: “Bizim 100 yıllık firmalar oluşturmamız lazım. O yüzden Amerika’yı tekrar keşfetmemiz gerekiyor. İhracat artışına rakamsal olarak bakmıyoruz. Problem, dünya ticaretinden ne kadar hisse aldığımız. Malı da değerli hala getirmeliyiz. Dünya ticaretinden aldığımız hisse geçen yıl yüzde 1’e ulaştı. En çok ihracatı AB’ye yapıyoruz. Oradan da yüzde 3,5 hisse alıyoruz. Afrika ve Asya pazarları yükseliyor, ABD pazarı gelişiyor. Uzak pazarlarda ihracatımızı artırırsak başarılı oluruz. Bugün dünya ticaretinden en az yüzde 2 hisse almamız lazım. Mevcut hissesi en az iki katına çıkarmalıyız. Önceliğimiz katma bedeli artırmak olmalı. Bunun için bilgiyi daima güncelleyerek, dijital platformlardan ihracatçılara ulaştırmalıyız.”
“İhracat sayıları farklı vilayetlerde açıklanabilir”
İhracat sayılarının eskisi üzere her ayın 1’inde Anadolu’daki fabrikalarda açıklanması gerektiğinin altını çizen Güleç, “Örneğin 1 Mayıs’ta emekçi sendikalarıyla birlikte açıklanabilir. Emeğin gününde işçilerin katkılarıyla sağlanan başarıyı bu halde duyurmak tesirli olur. Emek varsa emeğin karşılığı da verilmeli. Yalnızca internet aracılığıyla açıklama yapmak yararlı değil. Her ay bir vilayetimizde sayı açıklaması yapmamız o ile ve vilayetteki firmalara coşku ve motivasyon sağlıyor” diye konuştu.