- “Anastasiadis’in terör örgütü EOKA’nın 1 Nisan 1955 tarihinde silahlı hareketlere başlamasının 66. yıl dönümünde yaptığı açıklamalar Rum zihniyetinin değişmediğini bir defa daha gözler önüne sermiştir.
- Anastasiadis, EOKA’nın bombalar ve silahlarla Kıbrıs’ı kan gölüne çevirdiğini unutmuşa benziyor.
- Terör örgütü mensuplarına ‘hayranlık ve hürmet duyduğunu’ açıklaması hayli dikkat alımlı ve ürpertici.
- 1963-1974 devrinde Akritas Planı doğrultusunda Kıbrıs Türk halkına yönelik katliam ve soykırım uygulayan EOKA bir terör örgütüdür.
- “Tüm bunlara karşın, Anastasiadis ‘Kıbrıs’ı tekrar birleştirme’ maksadından bahsetmektedir. Bunun manası ise Kıbrıs’ı bir Helen adasına çevirmek ve Kıbrıs Türk halkını azınlık yaparak, Rum devletine yamalamaktır.
- Fakat bunu başarmaları mümkün değildir ve bu bir hayalden öteye de gidemez. Geçmişte buna karşı nasıl direndiysek, tekrar direneceğiz ve direnmeye devam edeceğiz. Halkımızı Rum’un azınlığı yapmayacağız.”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rum İdaresi Lideri Nikos Anastasiadis’in, terör örgütü EOKA’nın 1 Nisan 1955’te silahlı hareketlere başlamasının 66. yıl dönümünde yaptığı açıklamaları kınadı.
Cumhurbaşkanı Tatar, mevzuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, Rum başkanının 1 Nisan’ı “Kıbrıs Helenizmi’nin en görkemli günlerinden biri” olarak nitelemesini eleştirerek, “Anastasiadis’in terör örgütü EOKA’nın 1 Nisan 1955 tarihinde silahlı hareketlere başlamasının 66. yıl dönümünde yaptığı açıklamalar Rum zihniyetinin değişmediğini bir sefer daha gözler önüne sermiştir” tabirlerini kullandı.
Rum başkanın açıklamalarında EOKA teröristlerine hayranlık ve hürmet duyduğunu belirtirken, Kıbrıs’ı yine birleştirmek için gayrete devam edeceklerini söz ettiğini aktaran Tatar, “Anastasiadis, 1 Nisan 1955 tarihinde EOKA’nın bombalar ve silahlarla terör aksiyonlarına başlamış olduğunu ve Kıbrıs’ı kan gölüne çevirdiğini unutmuşa benziyor. Terör örgütü mensuplarına ‘hayranlık ve hürmet duyduğunu’ açıklaması hayli dikkat alımlı ve ürpertici” değerlendirmesinde bulundu.
EOKA’nın Rum liderliği, Rum Ortodoks Kilisesi ve Yunanistan tarafından organize edilip desteklenen bir terör örgütü olduğunu anımsatan Tatar, “Bunun delilleri ve dokümanları de ortadadır. Dağıttığı birinci bildirilerde ‘İngilizlerden sonra sıra Kıbrıs Türklerine gelecektir, Kıbrıs Türklerini silah zoruyla bu adadan kovacağız, gitmeyenleri de yok edeceğiz’ diyen EOKA bir terör örgütüdür. 1955- 1958 devrinde köylerimizi yakıp kavuran, yüzlerce savunmasız insanımızı katleden EOKA bir terör örgütüdür. 1963-1974 periyodunda Akritas Planı doğrultusunda Kıbrıs Türk halkına yönelik katliam ve soykırım uygulayan EOKA bir terör örgütüdür. Kumsal, Ayvasıl, Arpalık, Gaziveren, Baf, Mağusa, Atlılar, Muratağa, Sandallar, Taşkent ve öteki katliamlar da bunun ispatıdır. Bunları da unutmamız mümkün değildir” sözlerini kullandı.
“GÜNEY KIBRIS’TA TÜRK DÜŞMANLIĞI YOĞUNLAŞIYOR”
Son günlerde Güney Kıbrıs’ta Türk düşmanlığının ağırlaştığına, güneydeki Türklere ilişkin mescitler ile dini ve kutsal yerlere yönelik hücumların arttığına, buralarda “Türklere ölüm” sloganları atıldığına, ayrıyeten terör örgütü anısına pullar bastırılıp Rum okullarına Enosis çabasını simgeleyen beyaz haçlı bayraklar asıldığına dikkati çeken Tatar şöyle devam etti:
“Tüm bunlara karşın, Anastasiadis ‘Kıbrıs’ı yine birleştirme’ gayesinden bahsetmektedir. Bunun manası ise Kıbrıs’ı bir Helen adasına çevirmek ve Kıbrıs Türk halkını azınlık yaparak, Rum devletine yamalamaktır. Lakin bunu başarmaları mümkün değildir ve bu bir hayalden öteye de gidemez. Geçmişte buna karşı nasıl direndiysek, yeniden direneceğiz ve direnmeye devam edeceğiz. Halkımızı Rum’un azınlığı yapmayacağız.”
Anastasiadis ile Rum liderliğinin Türkiye’nin Kıbrıs’taki garantörlüğün kaldırılması ve Türk askerinin adadan uzaklaştırılmasını talep etmelerinin ana sebebinin Kıbrıs Türk halkını savunmasız ve müdafaasız bırakarak 1974 öncesine dönülmesini sağlamak olduğunu vurgulayan Tatar, “Her ne kıymetine olursa olsun, halkımızı o katliam ve vahşet dolu günlere geri döndürmeyeceğiz, Rum terörünün insafına terk etmeyeceğiz. Devletimizden, egemenliğimizden, özgürlüğümüzden, Türkiye’nin aktif ve fiili garantörlüğü ile Türk askerinden asla vazgeçmeyeceğiz” görüşünü lisana getirdi.
“TÜRK DİRENÇ TEŞKİLATI SAVUNMA ÖRGÜTÜDÜR”
Cumhurbaşkanı Tatar, Anastasiadis’in Türk Direnç Teşkilatı’nı (TMT) “terör örgütü” olarak nitelemesine ise, “TMT bir taarruz örgütü değil, bir savunma örgütüdür. Terör örgütü EOKA’nın taarruzlarına karşı Kıbrıs Türk halkını korumak için kurulmuştur. EOKA terör örgütü üzere savunmasız insanları, bayanları, çocukları, yaşlıları katletmemiş, katliam ve soykırım uygulamamıştır. TMT, yalnızca Kıbrıs Türk halkının varlığını, namus ve haysiyeti ile insanca yaşama hakkını savunmuştur. Ve şayet TMT olmasaydı, Kıbrıs’ta ikinci bir Girit faciası yaşanacak, bir tek Türk bile sağ bırakılmayacaktı. Bu nedenlerle TMT kurucularına ve TMT’nin kahraman neferlerine minnet borcumuz vardır” kelamlarıyla karşılık verdi.
Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir muahedeye varılmasının fakat Kıbrıs’ta yaşanan gerçeklerin herkes tarafından kabul edilmesiyle mümkün olabileceğine işaret eden Tatar, şunları kaydetti:
“Rum İdaresi Lideri Anastasiadis’e tavsiyem Kıbrıs’ta yaşanan gerçekleri çarpıtmaması, Kıbrıs’ı kan gölüne çeviren EOKA üzere terör örgütlerini sahiplenmemesi, gerçek dışı argümanlarda bulunmaması ve Kıbrıs Türk halkının bağrından doğan TMT’nin ismini bir defa daha ağzına almamasıdır.”
