Gazeteci Murat Ehil, YetkinReport’taki son yazısında, Avrupa Birliği Kurulu Lideri Charles Michel ve Komite Lideri Ursula von der Leyen’in Türkiye ziyaretini inceledi. Uzman, Leyen’in ziyaret sonrasındaki kelamlarını “Türkiye-AB alakalarının adeta bir ‘sil baştan'” devrine girdiğini belirtti.
Görüşmenin gerçekleşmesinin bile olumlu görüldüğünü aktaran Uzman, somut sonuç çıkmamasını olağan karşılarken, ikili ilgileri de yorumladı. “AB bugün ‘gel’ dese Erdoğan sarfiyat mi?” sorusunu yönelten Uzman, AB’nin kendi içindeki sistemde de ‘sil baştan’ yapmayı tartıştığını aktardı ve “AB, velev ki bugün ‘gel’ dese Erdoğan’ın ‘tamam, çabucak geliyorum’ diyeceğini de düşünmemek lazım. AB’nin içinde dahi uygulamakta zorlandığı demokratik ölçütler Erdoğan’a uymaz” tabirlerini kullandı.
Tarafların beklentilerini de kaleme alan Yetkin’in yazısında ilgili kısım şöyle: Ankara ve Brüksel’in birbirinden halihazırdaki beklentileri pek sonlu. Brüksel diyor ki Yunanistan ve Kıbrıs Rum hükümetlerine dokunma, Müslüman göçmenleri gönderme, Rusya’yla işbirliği yapma, biz de bunun karşılığında yatırımların önünü açalım, Gümrük Birliğini yenileyelim. Erdoğan’ın beklentileriyse göçmen mutabakatının yenilenmesi karşılığında AB’den vize serbestisi, Cumhurbaşkanı seviyesinde tertipli siyasi temas ve Gümrük Birliği.
Görüşmede Ursula von der Leyen’in ayakta kalması sonrası başlayan tartışmalara değinen Ehil şunları yazdı:
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Michel ve Leyen’i kabulü sırasında yapılan protokol kusuru ile Leyen’in evvel ayakta kalması, sonra bunu yadırgadığını belirli ederek gösterilen divana oturması, tam da İstanbul Kontratından çıkıldığı sırada Türkiye’deki cinsiyet eşitsizliğinin göstergesi olarak algılanıp yorumlandı. Resmi kaynaklar “Ziyareti hazırlayan AB ön heyetinin istekleri dışında hiç bir düzenleme yapılmamıştır” diyor. Bu durum, milletlerarası basında da sav edildiği üzere AB içi çekişmeleri de akla getiriyor. Lakin o denli bile olsa, Erdoğan’ın grubunun bu tablonun yol açacağı algıyı düşünerek, konut sahibi sıfatıyla pekâlâ konukları Erdoğan’ın iki yanına oturtacak nizam alabilirlerdi. Sonuçta fatura hem Erdoğan’a hem Türkiye’ye çıkıyor.
YAZININ TAMAMI
