CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin küme toplantısında yaptığı konuşmada emekli amirallerin bildirisiyle ilgili kendisini suçlayan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a karşılık verdi, salgınla ilgili olarak Bilim Konseyi üyelerine itiraz etme davetinde bulundu. Kılıçdaroğlu kürsüsüne ‘128 milyar dolar nerede?’ afişi astı.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
KİBRE BAKIN: Bizde bir kelam vardır; Allah insanı kuru iftiradan sakınsın diye. Montrö kontratından rahatsız olan emekli amiraller bir açıklama yaptılar. Onların iradesi dışında açıklama metninde birtakım değişiklikler yapıldı; birilerinin aracılığıyla gece yarısı bu metin yayımlandı. Onların iradesini suistimal edenler iktidara yakın olanlardır, yani saraya yakın olanlardır. Saray buradan bir darbe iması çıkarmak istedi. Sonra da dönüp ardında CHP var dedi. Ne oldu? Hani CHP vardı? Yav CHP ile ilgili tek söz yok. Jandarma, polis senin elinde kalktın utanmadan sıkılmadan beni suçladın. Yav devlet palavra söyler mi! Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan zat palavra söyler mi ya! Allah insanı kuru iftiradan saklasın. Kibre bakın. Koltuğu uğruna yapmayacağı ve satmayacağı hiçbir şey yoktur.
SANDIĞI DEHŞETTEN GETİREMİYORLAR: Oy almak için bir adam palavra söyler mi? Üstelik cumhurbaşkanlığı koltuğunda otururken? En doruktaki palavra söylerse aşağıya nasıl yansır bu? Polis kardeşlerim hiç endişelenmeyin Allah’ın müsaadesiyle iktidar olacağız o 3600 göstergelerin hepsini vereceğiz. Onlar devletin prestijini bilmezler biz devletimizin irtibatını yücelteceğiz. Sandık gelecek mi? Kaygıdan getiremiyorlar. Ancak eninde sonunda bu sandık gelecek ve daima birlikte bu milleti perişan edene demokrasi dersini sandıkta vereceğiz.
DEVLETİ ANLATAN ÖRNEK: Gazetelere bir haber düştü Norveç Başbakanı Norveç’te hükümet 10 şahıstan fazla insanın bir ortaya gelmesini yasaklamış. Lakin bu başbakan doğum günü hasebiyle aile bireylerini çağırıp bir kutlama yapıyorlar. Sayı 13, Norveç’in devlet televizyonu bunu geniş kitlelere duyuruyor. Gerisinden emniyet müdürü talimat veriyor gidip Norveç Başbakanı’na para cezası kesiliyor. Devlet dediğiniz budur. Devleti bundan daha hoş anlatan ikinci bir örneği güç bulursunuz.
KİBİR ŞEYTANA HASTIR: Bir de Türkiye’ye bakalım. Lebalep kongre yaptılar. İçişleri Bakanı mı diyecek gidip cezayı yazın. Yürek ister yürek, yüreği olsa zati orada oturmaz. Erdoğan‘a mı ceza kesecek, yürek ister. Bu nedir? Kibrin getirdiği bir sonuçtur. En büyük benim, ben kural tanımam. Kural vatandaş için var saray için kural yoktur diye. Şayet böbürlenme ve kibir bir insanın ruhuna işlemişse sonu felaket olur. O ülkenin sonu da pek parlak olmaz. “Kibir için sözlükte ne diyor, ‘kendini herkesten üstün tutma hastalığı’. Tanıyorsunuz değil mi bu hastalığı olan bireyleri. Şeytana mahsus bir kavramdır kibir biliyorsunuz. Şeytan ne diyor, ben ademe secde etmem o çamurdan yaratıldı ben ateşten. Kibir buradan başlıyor zati. Şayet kibir devleti yönetenleri teslim almışsa o ülke kolay kolay iflah olmaz. Kibirle bir ülke yönetilmez.”
BİLDİRİYİ DEĞİŞTİRENLERİ YAKALAMALILAR: Amirallerin açıklamasında devlet nitekim kibirden arınsaydı birinci yapacakları iş ne olurdu biliyor muşunu? Bildiriyi değiştirenlerin bulup yakalayıp yargıya teslim etmekti. Yaptılar mı? Yapamazlar zira oradan besleniyorlar. Kibir o denli bir noktaya geldi ki zirvedeki o denli olursa, aşağıya kadar yansıyor. Şayet kuru ekmek yemişse o aç değildir diyor bunu, milletin vekili söylüyor bunu. Kibir hasebiyle yarattıkları tablo yalnızca sağlıkçılardan 401 kişinin hayatına mal oldu. Hadise sayısı giderek artıyor. Sorumlu kim? O kongreyi yapanlar. Yani Erdoğan. Sorumlu o.
BİLİM HEYETİ’NİN NORVEÇLİ POLİS KADAR CEZARETİ YOK: Biz sorumlu o dedik fakat geçen toplantıda Bilim Konseyi’ni da eleştirmiştim. Ya Norveçli bir polis kadar yüreğiniz yok ya! Başbakan da kalktı özür diledi. Ya beşerler ölüyor siz ne yapıyorsunuz? Sizin iradeniz ipotek altında. Bir kişinin ipoteği altında. Rehin tutuluyorsunuz orada. Çıkın söyleyin. Tedbir alınması gerekiyor kardeşim. Tedbir alınacaksa sen söyleyeceksin. Bırakmışsın işi teslim etmişsin üste o zati istediği üzere yapıyor. Seni dinlemez ki. Seni adam yerine bile koymuyorlar. Neden itiraz etmiyor, neden konuşmuyorsun. Efendim bizi de emekli amiraller üzere toplarlar. Toplamaları esasen senin için onur ve onurdur. Doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovarlar lakin onuncu köye gittiği vakit gururu ve onuru nedeniyle herkes kutlar. Bu etapta meslek hastalığı sayılsın dedik, saymadılar. Ben merak ediyorum mesela bilim heyeti ne düşünüyor bu mevzuda? (HABER MERKEZİ)
