Gazeteci Melis Alphan, 2015 Diyarbakır Newroz’unda çekilmiş bir fotoğrafı paylaştığı için “terör örgütü propagandası” argümanıyla açılan davada birinci defa hakim karşısına çıktı. Alphan, “Ben terör propagandasına bu kadar meraklı olsam, herhalde bunu evvelden de yapar ve son 6 yılda da sürdürürdüm, o denli değil mi?” dedi. Savcı Alphan’a 1.5 yıl ile 7.5 yıl ortasında mahpus cezası verilmesini istedi. Duruşma 21 Mayıs’a ertelendi.
32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada savunma yapan Melis Alphan hata ögesi olarak gösterilen fotoğrafın 2015 yılında Diyarbakır’da devletin müsaadesiyle gerçekleştirilen ve TRT dahil tüm televizyon kanallarında yayınlanan newroz kutlamalarından bir kare olduğunu belirterek şunları söyledi:
“O gün ve sonraki gün bütün ana akım medya kanalları ve gazetelerin bastığı fotoğrafların art planında emsal flamalar ve bayraklar vardı. Bir fotoğraf paylaştım diye hakkımda dava açılıyor fakat o gün orada bulunan Diyarbakır Valisi, emniyet müdürü, periyodun İçişleri Bakanı Efkan Ala ve öteki hükümet üyelerine yönelik bir yargı süreci başlatıldığını duymadık. Abdullah Öcalan’ın mektubu okunurken ve o bayraklar dalgalanırken canlı yayın yapan haber kanallarını, sonraki gün tekrar bayraklarla dolu imajları 9 sütuna manşetten açan gazeteleri, alkış tutan iktidara yakın gazeteciler de yargılanmadı. Sanırım durum bana özel. Birine ‘terörist’ demek, ‘terör propagandası” yaptığını tez etmek ve hatta yolunu mahkeme salonlarına düşürmek bu kadar kolay olmamalı.”
Alphan şöyle devam etti: “Herkesin yayımladığı bir fotoğrafı paylaştım diye yıllarca mahpusum isteniyor. Toplumsal medya hesaplarım didik didik edilerek geçmişten, 6 yıl öncesinden bir paylaşım bulunuyor, devrinin koşullarından, bağlamından koparılıp bugüne taşınıyor. Ve bunun üzerinden terör propagandası yaptığım argüman ediliyor. Pekala sormak isterim sayın hakim… Ben terör propagandasına bu kadar meraklı olsam, herhalde bunu evvelden de yapar ve son 6 yılda da sürdürürdüm, o denli değil mi? Lakin işte evrakta bu paylaşım dışında bir kanıt göremedim. Belirli ki hakkımda bir cürüm yaratılmaya çalışılmış. Instagram’da bir fotoğraf paylaştım diye özgürlüğümün elimden alınmak istenmesine inanmakta zorlanıyorum. Bunu ne vicdan, ne hukuk ne de mantık izah edebilir. Çok aşikar ki, hakkımdaki bu suçlamanın hakla hukukla hiçbir ilgisi yok. Çabucak yazılan bu cılız iddianamenin gayesini anlamak mümkün değil. Gaye, bir yerlere bildiri göndermekse, o kadarına da benim aklım ermez. Ben bir hata işlemedim, beraatımı istiyorum.” (HABER MERKEZİ)
