Başkan Akcan, bu yıl girdi fiyatlarındaki yüksek oranlı artışlar nedeniyle sertifikalı tohum kullanım dayanaklarının her zamankinden daha yüksek oranda artması gerektiğini tabir etti.
TÜRKTOB’dan yapılan yazılı açıklamada görüşlerine yer verilen Akcan, şunları kaydetti:
“Alım fiyatları artsa da hububat ekim alanlarının daralma süreci ve kuraklık riski devam ediyor. Sertifikalı tohumun sağladığı en az yüzde 25 verimlilik artışı her zamankinden çok daha kıymetli. Hububat fiyatlarının tohumluk fiyatlarını da direkt etkilediği unutulmamalı. Hububat alım fiyatları bu yıl geçtiğimiz yıla oranla yaklaşık 3 kat arttı.
Çiftçimiz sertifikalı tohum kullanım dayanağının de tıpkı oranda artmasını ve vaktinde ödenmesini bekliyor. Sertifikalı tohum kullanımının azalması randıman ve kalitenin düşmesi demektir ve bunun faturası ülkemiz için çok ağır olur.”
GIDA GÜVENLİĞİ İÇİN VAZGEÇİLMEZ UNSUR
Akcan, Türkiye’de sertifikalı tohum üretiminin her yıl arttığını, TÜRKTOB’un kurulduğu 2008 yılından bu yana sertifikalı tohum üretiminin yüzde 460 artarak 1 milyon 325 bin tona yükseldiğini aktardı.
Eğitim ve yayınlarla çiftçilerin sertifikalı tohum kullanım şuurunun de arttığını bildiren Akcan, “Gıda güvenliği ve teminatı açısından vazgeçilmez ögelerden biri olan sertifikalı tohumun üretimi ve kullanımında mevcut artışın devamı için fiyat siyaseti çok değerlidir. Artan hububat alım fiyatları doğal olarak tohumluk fiyatlarını da üst taraflı etkileyecektir. Üreticimizin sertifikalı tohumdan vazgeçmemesi için biz özel bölüm olarak her vakit olduğu üzere üzerimize düşeni yapacağız. Ziraî girdiler içinde fiyatlarını en az artıran kesim biziz” değerlendirmesinde bulundu.
Akcan, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün (TİGEM) açıklayacağı hububat tohumluğu fiyatlarının, özgür piyasa ve rekabet kurallarıyla faaliyet gösteren tohumculuk özel kesiminin her yıl artan üretim şevkini kırmaması için girdi maliyetlerinin artışı da dikkate alınarak belirlenmesi gerektiğini lisana getirdi.
“MALİYETLER ARTIYOR, FİYAT SİYASETİYLE DESTEKLENMELİ”
Akcan kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Tohumluk üretim maliyetleri, başka ziraî eserler üzere mazot, gübre, ilaç, su, güç, personellik üzere tüm üretim faktörlerindeki artışlardan tıpkı oranda etkilenmektedir. Bunlara ek olarak eleme, paketleme, ilaçlama, etiketleme üzere tohum hazırlama süreçleri yüzde 35 üzere ek bir maliyeti tohumcumuzun sırtına yüklemektedir. Ayrıyeten, sertifikalı tohum yetiştiriciliği uzmanlık isteyen özel bir iştir. Bunun kesinlikle fiyat siyasetiyle da desteklenmesi gerekir.
Bu durum tohum üreticilerine yaklaşık yüzde 10 ek maliyet olarak yansımaktadır. Hububat tohumluğu fiyatları belirlenirken tüm dallar için kabul gören yüzde 20’lik kâr hissesinin da eklenmesi tohumculuğun devamlılığı açısından değerlidir. TİGEM’in açıkladığı tohumluk fiyatları piyasada referans olarak kabul edilmektedir.
Kamu kurumları gerektiğinde ziyan edebiliyor, fakat özel bölümün bu türlü bir talihi yok. Ayrılmaz bir bütünün kesimleri olan çiftçimizi tarlasında, tohumculuk dalımızı üretimde tutacaksak, randımanın en değerli ögesi olan sertifikalı tohumu yaygınlaştıracaksak ve TİGEM illaki bir fiyat belirleyecekse bu hassasiyetleri göz gerisi etmemeli.”