ANKARA – Eski HDP Eş Genel Liderleri Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da ortalarında bulunduğu 108 sanıklı 6-8 Ekim Kobanê aksiyonlarına ait davanın birinci duruşması 26 Nisan’da Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlanacak.
6-8 Ekim 2014 yılında gerçekleşen Kobanê olayları nedeniyle 6 yıl sonra iddianamesi hazırlanan dava HDP hakkında açılmak istenen kapatma davasında da ana suçlamalar ortasında yer almıştı. Dava tıpkı vakitte Demirtaş’ın 31 fezlekeden oluşan ana davası ile de birleştirilmek isteniyor. Gelecek hafta görülmeye başlanacak dava öncesi Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş, Selahattin Demirtaş’ın avukatlarından Mahsuni Karaman ve HDP Hukuk Kurulu Lideri Ümit Dede zoom üzerinden basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
‘İKTİDAR SÖZCÜLERİ BÜYÜK BİR ALGI ÜRETMEYE ÇALIŞIYOR’
Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş, toplantının açılışında iştirakçilere eşi Demirtaş’ın selamlarını iletti, “Bizler yaklaşık 5 yıldır yalnızca bir hukuk çabası yürütmüyoruz. Zira hem Selahattin hem Figen Hanım’a kamuoyunda bilinen aşikâr başlı bireylere karşı suçlamalar yalnızca mahkemelerde yapılmıyor. Gazetelerde televizyonlarda da yapılıyor. Bilhassa Selahattin her konuşulduğunda palavralar söyleniyor, iftiralar atılıyor. İktidar sözcüleri büyük bir algı üretmeye çalışıyorlar. Hasebiyle bizler yalnızca bir hukuk uğraşı yürütmüyoruz, tıpkı vakitte bir hakikat çabası yürütüyoruz” dedi.
Yürüttükleri hukuk çabasında son AİHM kararı ile Selahattin Demirtaş’ın siyasi nedenlerle cezaevinde tutulduğunun da tescillendiğini anlatan Başak Demirtaş, “Ancak şu anda Türkiye’de bağımsız ve tarafsız bir yargıdan kelam etmek mümkün olmadığı için tek başına haklı olmak ya da hukuken haklı olmak yetmiyor. Selahattin’in son tutuklanmasına destek gösterilen 3 bin 530 sayfalık iddianame hukukla alakası olmayan bir iddianame. Hakikatleri biz de anlatmaya çalışalım ve sizlerle de paylaşalım istedik” değerlendirmesinde bulundu.
Gazete Duvar’ın da ortalarında bulunduğu çok sayıda gazete, televizyon ve internet sitesinden gazetecinin katıldığı toplantıda sorular ve cevaplar şöyle oldu:
-AİHM kararının bağlayıcı olduğunu, uygulanmaması halinde Konsey’den çıkarılmasının gündeme gelebileceğini söylemiştiniz. Durum nedir? Bir gelişme var mı?
Avukat Mahsuni Karaman Mahsuni Karaman: Var. Türkiye yokmuş üzere davranıyor fakat bürokrasi harıl harıl çalışıyor. 9-11 Mart’ta Bakanlar Komitesi birinci toplantısını yaptı ve Demirtaş’ın derhal bırakılması davetini yaptı. Bu önümüzdeki evrakın da düşürülmesini istedi.
‘KARŞI İDDİANAME İLE GERÇEK FAİLLERİN KİM OLACAĞI ORTAYA KONULACAK’
-Davadan ne bekliyorsunuz?
HDP Hukuk Komitesi Lideri Ümit Dede Ümit Dede: AİHM’in Demirtaş kararından sonra bu iddianamenin hiç yazılmamış, davanın hiç açılmamış olması gerekiyordu. Davaya çok sıkı bir formda hazırlanıyoruz. İki basamakta olacak. Bir, bu iddianame aslında bir iddianame değil. Hükümetin yönlendirmesiyle hazırlandığı gerçeğini ortaya koyacağız. İkincisi, adeta bir karşı iddianame hazırlayacağız. Gerçek faillerin kim olacağı kesinlikle ortaya konulacaktır. HDP kurulduktan sonra toplumun geniş kesitlerinin ilgisini çekti 2015’te AKP’nin iktidarı kaybetmesinin temel sebebidir. AKP, HDP karşısında yenilmiştir ve bugün yargı arenasında HDP’yi yenmeye çalışıyor. AKP güdümü altındaki yargı eliyle kazanmaya çalışıyor ancak yargıda da kaybeden hükümet olacak.
‘FIRAT HABER AJANSI OLMASA İDDİANAME OLMAYACAKTI’
-İddianamede içeriğinde neler var?
Ümit Dede: İddianamedekilerin tamamı fikirlerle ilgilidir, hiçbir fiil yok. Konuşmalar, röportajlar, açıklamalar dışında iddianamede rastgele bir şey yok. Fırat Haber Ajansının yaptığı haberleri toplayıp iddianameye koymuşlar. Fırat Haber Ajansının olmasaydı iddianame de olmayacaktı.
8 MART KUTLAMA BİLDİRİLERİ KANIT OLARAK ALINMIŞ
Mahsuni Karaman: İddianamede 108 sanıkla ilgili suçlamalar yaklaşık 250, 300 sayfa. İddianamenin öteki kısmı ülke genelindeki olay tutanakları, müşteki isimleri ve olayların anlatımından oluşuyor. İddianame sahiden boş. Telefonlardaki fotoğraflar, 8 Mart kutlama iletileri kanıt olarak alınmış.
Kitapçıkta iki şahit var 4 Aralık 2019, 7 Ocak 2020’de. Demirtaş ne vakit tutuklandı, 20 Eylül 2019’da. Yani Demirtaş’ı evvel derdest ettiler, sonra da bir şeyler buluruz dediler. Savcı her yere yazı yazarak “bu mevzuda beyan verecek şahit yok mudur formunda yazışmalar görüyoruz, bula bula iki kişiyi buluyorlar. Onlara ne söyletiyorlar: Demirtaş 30 Eylül 2014’te Kobani’ye gitti, döndü, davet yaptı. 30 Eylül 2014 konuşması, birinci kere bu şahitler konuşuna ortaya çıkıyor. Pekala tutuklamaları ne üzerine verildi? Fake bir Twittter hesabı. Demirtaş ikinci defa tutuklanırken hakkında bu suçlamaların hiçbiri yok. Sonradan bulup bulup ekliyorlar.
Demirtaş’ın çok sayıda fezlekesi var. Bir de Kobanê var. Bunlar birleşiyor mu?
Demirtaş’ın ana evrakı 31 fezlekeden oluşuyor, biri de Kobani. Suçlama, 2911, toplantı ve şov yürüyüşleri kanununa muhalefet. Vefatlar yok.
Kobanê olayları tarafından yinelenmiş bir yargılama olmayacak mı?
Reddi hakim sebebinde bulunmak istenmesinin tek sebebi bu değil AİHM kararından sonra özel statülü bir rehine üzere tutuluyor. Zati tekrarlanmış yargılama var.
YALNIZCA DAVUTOĞLU DEĞİL, 6-8 EKİM’DE MİSYONDA OLANLARIN TAMAMININ DİNLENMESİNİ TALEP ETTİ
– Ahmet Davutoğlu’nun şahit olarak çağrılmasını düşünüyor musunuz?
Ümit Dede: Mahkemede birinci olarak yordam tartışmaları yürüteceğiz. Şahitlerle ilgili öncelikli bir talebimiz olmayacak. Temele girilirse o periyodun asıl sorumlularının kim olduklarının açığa çıkarılması için elimizden geleni yapacağız. Özel olarak Davutoğlu için söylemiyorum. Bizim tarafta da çok şahit var. O periyotta tahlil süreci vardı. Elbette, o periyot tartışılmaya başlanırsa kelam söyleyecek çok kişi olacaktır.
Mahsuni Karaman: Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesindeki Demirtaş davasında Biz Davutoğlu’nun dinlenmesini talep ettik. 6 Ekim 2014’te 11 dakika 20 saniyelik telefon görüşme kaydının olup olmadığının sorulmasını istedik ancak bu taleplerimiz karşılanmadı. Yalnızca Ahmet Davutoğlu değil, süreci yürüten, 6-8 Ekim’de vazifede olan görevlilerin ve bürokratların tamamının dinlenmesini talep ettik.
DEMİRTAŞ’I İÇERİDE TUTAN 3 YARGIÇ MI?
– Ahmet Altan’ın tahliye edilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mahsuni Karaman: Demirtaş ve Kavala için 18. husus ihlali kararı verilmiş olması, ana müsebbibin siyasi iktidar olduğunu ortaya koyuyor. Ahmet Altan kararla tutuklamıştı ve belgesi Yargıtay’daydı. Yargıtay bir ihlal kararı verdi. İnfazı bitiyordu neredeyse. Hukuken mecburî bir durum lakin siyaseten manasını bilemiyorum, tahminen de birilerinin ferdî kini durulmuştur, Ahmet Altan’a karşı. Cumhurbaşkanı’nın kini Demirtaş’a karşı durulsa Demirtaş iki saat sonra dışarıdadır. Demirtaş’ı içeride tutan 3 yargıç mı? AİHM, Demirtaş için içeride tutulmasını gerektiren bir durum yok dedi, Cumhurbaşkanı buna karşı çıktı. “AİHM terör sevicidir, karşı atağımızı yapar işin bitiririz” diyen kendisidir.
15 BİN HDP’Lİ TUTUKLANMIŞ
– Cezaevlerinde toplam kaç HDP’li var. Tahlil süreci bittikten sona çak HDP’li cezaevine girdi çıktı, davası devam eden kaç kişi var?
Ümit Dede: Takip edebilmek çok güç lakin periyot dönem yayımladığımız raporlar var. Kaç belediye liderimiz, MYK ve PM üyemiz tutuklandı, kaçı tahliye edildi, biliyoruz. Lakin ilçelere yanlışsız gidildikçe sayı net olamayabilir. 15 bin kişi tutuklanmış lakin durum değişken. Birileri tutuklanırken birileri hür bırakılıyor. Münasebetiyle tam sayıyı tespit etmek mümkün değil. Bununla birlikte yakın vakitte bir çalışma yapıp kamuoyuna açıklayacağız.
HDP MYK’NIN EVRAKA DAHİL EDİLMESİ 2018’DE İSTENİYOR
– Bu dava HDP ile de mukadderatı birleşen bir dava. Bu iddianame HDP kapatma davasının da birinci nedeni. Demirtaş’ı içeride tutmak için neredeyse HDP kapatılacak. Bu hukuksal durumu nasıl çözmeyi düşünüyorsunuz?
Mahsuni Karaman: Demirtaş ile HDP’nin hukuksal bahtının kesişmesi 11 Haziran 2018 tarihine denk geliyor. Bu tarih Cumhurbaşkanı, “teröristten cumhurbaşkanı adayı mı olur, engellenmeli” diye meydanlarda “Yasin Börü kardeşim” diye Demirtaş’ı onun katili olarak lanse ettiği günlerdi. Cumhurbaşkanlığı seçimleri devri. Tam da o günlerde 11 Haziran 2018 tarihinde savcı, Demirtaş’ın ana davasındaki savunmayı istiyor. Yani bu operasyonun Cumhurbaşkanının talebi doğrultusunda 52 kişinin katili olarak soruşturma çıkıyor. 2-3 ay sonra nereden geldiği muhakkak olmayan bir evrak görüyoruz evrakta, bu evrakın genişletilmesi ve HDP MYK’nin belgeye dahil edilmesi gerekiyor ve HDP’nin odak olduğu belirtiliyor. MİT ya da Emniyet’ten gelen bir yazı. Yazıyı kimin gönderdiği aşikâr değil, yazı imzasız.
İDDİANAMEDE OTOPSİ TUTANAKLARI YOK
– 6-8 Ekim Kobani olaylarında ömürlerini yitirenlerin Kim oldukları, nasıl öldürüldükleri muhakkak mi? Her biri için tüzel süreçler olmuş mu?
Mahsuni Karaman: Sizce Cumhurbaşkanı neden tam bir sayı veremiyor, ölümlerin ne vakit ve nerede olduklarını söylemiyor, zira devlet de bilmiyor. Kolay bir cinayet belgesinde bile birinci yapılacak olan otopsi tutanağıdır. 37 kişiyi öldürmekte azmettirme davası açılmış, evet birileri ölmüş lakin bir tek otopsi tutanağı bile yok.
HDP KAPATMA İDDİANAMESİ ÜZERE İADE EDİLMELİYDİ
– Bu isimlerin ailelerine ulaşıldı mı? Soruşturma açılıp açılmadığı tespit edildi mi?
Ümit Dede: Yargılamada bunları tabir edeceğiz. Ancak iki örnek vermek isterim. O periyotta milletvekili olan Ayla Akat Ata’nın, silahlı sivil bireyler tarafından yolu kesildi, alıkonuldu, daha sonra özgür bırakıldı. Bugün bu belgede o olayın azmettiricisi olarak yargılanıyor. O sivil silahlı bireylerden kurtulduktan sonra derhal savcılığa kabahat duyurusunda bulunuyor ancak hiçbir araştırma yapılmamış, hiçbir kuşkulu bulunmamış. Yana yakıla şahit, kanıt arayan savcı, Ayla Akat Ata’yı müştekiler ortasına almıyor. O periyotta Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Lideri olan Gültan Kışanak, 7 Ekim’deki olayların şiddet boyutuna varması üzerine Diyarbakır Valisi ile konuşuyor, Vali, “Siz çıkarsanız sizin güvenliğinizi sağlayamayız. Evinizden çıkmayın” diyor. Argüman ne? Olayları HDP’lilerin çıkardığı. Şayet öyleyse Gültan Hanım’ın HDP’lilerden kendisini müdafaasına gerek olur muydu? Olayların HDP ile ilgisi olmadığını tam bilakis 27 kişinin HDP’li olduğu tarafında. Savcı nereden ne bulmuşsa koymuş evraka. Mahkeme iddianameyi nitekim titizlikle incelemiş olsaydı Anayasa Mahkemesinin yaptığı üzere iddianameyi kabul etmezdi. İddianame iade edilmeliydi. 2018’e kadar yedi savcı değişiyor evrakta. Son savcı atandıktan sonra kapalılık kararı alınıyor ve sonra da bu türlü ucube bir belge çıkıyor karşımıza.
CMUK BİR DE CUMHUR İTTİFAKI YÖNTEM HUKUKU VAR
– Mümkün bir erken seçimde ne olur? HDP kapatılırsa ne olur? Demirtaş aday olur mu?
Ümit Dede: Demirtaş ile görüşüyor, daima istişare ediyoruz. Lakin şu günlerde bir seçim olmadığından adaylık bir durum kelam konusu değil. Ancak olursa ihtimal dahilindedir, üzerinde spekülasyon yapılacak bir mevzu değildir.
– Selahattin Demirtaş hür bırakılırsa üçüncü bir tutuklama olur mu?
Mahsuni Karaman: Türkiye’de yazılı olarak CMUK var fakat bir de yazılı olmayan Cumhur İttifakı Tarz Hukuku var. Buna nazaran, her şey iktidara hizmet etmelidir. Ben üçüncü bir tutuklanma beklemiyorum.
