Türkiye Sigorta Birliği (TSB), 2022 yılının birinci çeyreğinde hayat ve emeklilik sigortalarının teknik kârının geçen yılın birebir periyoduna kıyasla yüzde 25 artarak 806 milyon TL, mali gelirlerle birlikte net kârının da yüzde 33 artışla 1,9 milyar TL olduğunu açıkladı.
Hayat dışı sigortaları bir evvelki yılın tıpkı çeyreğine nazaran yüzde 121 düşerek 423 milyon TL teknik ziyanla sonuçlanırken, mali gelirlerle birlikte yüzde 85 gerilemeyle toplam 264 milyon TL net kâr elde edildi.
Sektöre ait değerlendirmelerde bulunan TSB Genel Sekreteri Özgür Obalı, son 10 yılda ortalama yüzde 15 büyüyen sigorta kesiminin gelecek 5 yıl boyunca da büyümeye devam etmesini beklediklerini kaydetti.
TSB’nin Boğaziçi Üniversitesi ile birlikte hazırladığı Türkiye Sigortacılık Bölümü Ekonomik Tesir Analizi’nde sigorta bölümünün büyük potansiyeline dikkat çekildiğini aktaran Obalı, şu değerlendirmelerde bulundu: “Ülke ekonomimizin gelişmesine paralel olarak, sigorta bölümünün süratle büyümesini ve finansal piyasalardaki tartısının artmasını bekliyoruz. Türkiye sigortacılık bölümü penetrasyon oranının mevcut yüzde 2,2’den muadil ülkelerde gözlemlenen yüzde 4,5 düzeyine çıkması durumunda bölümümüzün, ülkemizin ulusal gelirine ek katkısı, dolaylı katkılarla birlikte 421 milyar TL’ye kadar çıkabilir. Bu ek katkı, ulusal gelirde yüzde 7,5 büyümeye tekabül ediyor. Türkiye iktisadına katma paha sağlamayı misyonu bilen TSB olarak, bu gayemiz için kesim olarak tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.”
Sigortacılık kesiminin, karlılığını olumsuz etkileyen faktörlere karşın prim üretiminde yüzde 74 civarında büyüdüğünü vurgulayan Obalı, dalın iktisada sunduğu fon takviyesiyle de değerli bir güç olduğunu belirtti.
Uzun vadeli bonolara muhtaçlık duyulduğunu aktaran Obalı, “Türkiye iktisadına katma bedel sağlamak için bölüm tüm gücüyle çalışmaya devam edecek. Devlet iç borçlanma senetlerine 30 milyar liralık talep oluşturulması mümkün.” tabirlerini kullandı.
“Sürdürülebilir iktisadın teminatı sigorta sektörü”
Özgür Obalı, sigorta şirketlerinin fiyatlama siyasetlerini uygularken bilhassa enflasyon ve kur tesirinin göz önünde bulundurulduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Nisan 2022 sonu prestijiyle prim üretimi geçen yılın birebir periyoduna nazaran yüzde 81 artarak 49,4 milyar TL’ye ulaşan hayat dışı sigortacılıkta, birinci çeyrek bilanço periyodunda teknik tarafta ziyan ettik. Yürürlükteki trafik poliçe adedimiz 21 milyona yakın ve kelam konusu devirde trafik branşında net hasar prim oranı yüzde 188, net bileşik rasyo ise yüzde 214. Şirketlerimizin yazdıkları her 100 TL prim için hasar ödemeleri, tazminat karşılıkları, aracı komiteleri, genel sarfiyatlar dahil 214 TL masrafı oluyor. Kasko branşında 2021 yılı birinci çeyreğinde 656 milyon TL teknik kar elde edilirken bu devir 599 milyon TL teknik ziyan oluştu. Kaskoda net hasar prim oranı yüzde 126’ya yükseldi ve net bileşik rasyo yüzde 156 oldu. Bu zararın esas nedeni, bölümümüzün en kıymetli üretim kaynağı olan motor branşındaki maliyetlerin önemli oranda artması. Maliyetler ile primlerin uyuşmadığı bir devri yaşıyoruz; maliyetler yüksek, primler düşük kalıyor. Trafik sigortalarının prim düzeylerinin hem geleceği müdafaası hem de gelecekte oluşacak bütün belirsizlikleri ortadan kaldırması lazım.”
Obalı, yılın birinci çeyreğinde enflasyon, döviz kurundaki dalgalanmalar, taban fiyattaki artışa bağlı yedek kesim ve personellik maliyetlerinin yükselmesi ile modül tedarikinde yaşanan problemlerin da ödenen tazminat meblağlarının, prim fiyatlarının çok üzerine çıkmasına neden olduğunu vurguladı.
Çiplerdeki tedarik probleminin 2022’de de devam edeceğinin öngörüldüğünü aktaran Obalı, “Bu da otomotiv ve dolaylı olarak sigorta dalını olumsuz etkileyecektir. Şirketlerimizin yükümlülüklerini karşılamak üzere yatırıma yönlendirdikleri faalleri karşılığında elde ettikleri yüzde 25-30 bandındaki yatırım gelirleri, teknik ziyanların karşılanmasına yetmiyor. Bu çerçevede, ödenecek tazminatların olağanın üstünde artan maliyetlerinin karşılanması için minimum 30 milyar TL fiyatındaki enflasyona endeksli yatırım araçlarının ihracı ve branşımızın sürdürülebilirliği için yeni işlerde uygulanan prim tavanlarının artırılması yerinde olacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
“Kaynaklar, hasar ödemeleriyle iktisada geri dönüyor”
Sektörün prim üretimlerinden elde ettiği kaynağı hasar ödemeleriyle iktisada geri kazandırdığına dikkati çeken Obalı, “Bizler güçlü birer ‘kara gün’ dostuyuz. Bunun en büyük göstergesi olan kesim şirketlerimizin etkin büyüklüğü, hayat dışı tarafta bir evvelki yılın tıpkı devrine nazaran yüzde 39 artarak 142 milyar TL’ye ulaştı.” sözlerini kullandı.
Sektörün lokomotif branşları ortasındaki sıhhat sigortalarına da değinen Obalı, şunları kaydetti: “Zarar yok ancak teknik karlılığın düştüğü bir gerçek. Yılın birinci çeyreğinde sıhhat sigortasında şirketlerimiz 447 milyon TL teknik kar açıkladılar. Geçen yılın birinci çeyreğinde bu alanda 682 milyon TL teknik kar elde edilmişti. Öte yandan, bu alanda net bileşik rasyo birinci çeyrek prestijiyle yüzde 117 düzeylerine yükseldi. Net hasar/prim oranına bakıldığında ise sıhhatte geçen yılın birinci çeyreğinde yüzde 74 olan oran, bu sene yüzde 89’a yükseldi.”
Hayat sigortacılığı kâr etmeyi sürdürüyor
Obalı, hayat branşında ise prim üretiminin Nisan 2022 sonu prestijiyle bir evvelki yılın tıpkı devrine nazaran yüzde 60 artarak 8,1 milyar TL büyüklüğe ulaştığını bildirdi.
Bu branşın teknik kârının birinci çeyrekte bir evvelki yılın tıpkı çeyreğine nazaran yüzde 25 artarak 806 milyon TL, mali gelirlerle birlikte ise net periyot kârının ise yüzde 33 artışla 1,9 milyar TL olduğunu belirten Obalı, “Kar fiyatındaki artışın primdeki artışın gerisinde kalmasının esas sebepleri, kar marjı nispeten düşük olan karma hayat sigortası eserlerinin genel hayat branşı pazar hissesindeki artışı ve 2022’de yürürlüğe giren kredi kontaklı sigortalarda brütten iade uygulaması kapsamında artan matematik karşılıklar. Öte yandan bu alanda net hasar prim oranı yüzde 29, net bileşik rasyo yüzde 61 oldu.” değerlendirmesinde bulundu.
Sigorta bölümünün, iktisada sağladığı yarar sayesinde kamunun üzerindeki yükü hafifletmek için kilit kıymete sahip olduğunu vurgulayan Obalı, “Sigortalılık oranının artması, bu manada ülke iktisadına direkt katkı sunuyor.” sözünü kullandı.
Bireysel Emeklilik Sistemi’ndeki (BES) ivmenin muvaffakiyetle devam ettiğini aktaran Obalı, devamında şunları söyledi: “BES’e ilgi ve sistemin büyümesi devam ediyor. Bunun en kıymetli nedeni de devletimizin sisteme olan teveccühü. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan takviyeler ülkemizde bulunuyor. Tahminen de ülkemiz finans sisteminin en kıymetli muvaffakiyet öykülerinden biri olan ve 18 yıldır başarılı bir biçimde her geçen gün güçlenen Kişisel Emeklilik Sistemi’mizle gurur duyuyoruz. Emeklilik Nezaret Merkezi’nin 31 Mart 2022 tarihli açıklamasına nazaran, BES ve OKS’de toplam 13,5 milyon iştirakçiye 26,5 milyar TL’si devlet katkısı olmak üzere 277,1 milyar TL fon büyüklüğüne ulaşıldı. 18 yaş altı BES’te ise 2022 yılının birinci ilk çeyreğinde iştirakçi sayısı 284,6 bine ulaştı, fon büyüklüğü devlet katkısı dahil 692,5 milyon TL’ye yaklaştı.”