DUVAR – Sıhhat Bakanlığı’nın basın kartı olanlara aşı olma önceliği vermesinin akabinde aşılama dün prestijiyle başladı. Uzun müddettir aşı olmayı bekleyen gazeteciler, hastanede uygulanan prosedürü, hangi aşıyı neden seçtiklerini anlatırken, “İçimiz buruk… Basın kartı olmayan arkadaşlarımıza da aşı olma imkanı tanınsaydı daha memnun olurduk” dedi.
NEDEN BİONTECH AŞISI?
Gazeteci Yıldız Yazıcığlu, bugün Biontech aşısı olan gazetecilerden biri. Neden Biontech aşısını tercih ettiniz sorusuna Yazıcıoğlu şu cevabı verdi: “İlerleyen aylarda bilhassa Avrupa Birliği ülkelerinin bir aşı pasaportu uygulayacağı argüman ediliyor. Biontech aşısı Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerinde uygulandığı için bu sorunun yaşanmayacağını düşündüm. Bir gazeteci olarak seyahat etme özgürlüğümü müdafaam gerekiyor. Bu tercih bize sunulmasaydı Sinovac aşısını da olurdum. Zira aşılanmanın ehemmiyetine inanıyorum.”
Hastanede uygulanan prosedürü anlatan Yazıcıoğlu şöyle devam etti: “Uygulama pek başarılıydı. Hiçbir problem yaşamadım. Aşılar buraya günlük olarak ana depodan nakledilmiş. Burada da aşıların soğuk korunmasına dikkat ediliyor. Aslında günlük olarak aşılar süratlice tüketildiği için soğuk zincirin bozulmadan uygulandığını düşünüyorum. Basın kartı olmayan gazeteci meslektaşlarımıza aşı uygulanmaması büyük bir badire. Zira geçtiğimiz günlerde Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin basın kartı yönetmeliğine karşı açtığı davada bahsedilen gazetecilerden biriyim. Uzun bir müddet basın kartı bana verilmemişti. Rastgele bir münasebet de Bağlantı Başkanlığı tarafından açıklanmamıştı. Basın kartı taşımayan meslektaşlarımızın aşı olamamasından büyük hüzün duyuyorum. Gazetecinin gazeteci olduğunu meslek örgütleri belirlemeli.”
‘AŞI HAKKI TANINMAYAN ÇOK SAYIDA ARKADAŞIMIZ VAR’
Gazeteci Umut Albayrak da bugün aşılanan gazetecilerden biri. “Aşıda Biontech’i tercih etmemin sebebi İngiliz mutantına karşı daha tesirli olmasından kaynaklı” diyen Albayrak şunları söyledi: “Sadece Sinovac aşısı sunulsaydı Sinovacı’ı tercih ederdim. Hastanede çok rahat bir biçimde aşılama yapıldı. Ancak içimiz buruk. Yalnızca basın kartı olanlara aşı olma imkanı tanındı, lakin basın kartı olmayan çok sayıda arkadaşımız var. O arkadaşlarımıza da aşı olma imkanı tanınsaydı daha keyifli olurduk.”
‘AŞI OLUP OLMAMAYI ÇOK DÜŞÜNDÜM…’
Daima basın kartı sahibi olan gazeteci Ayşe Karabat öncelikli küme olduğunu öğrendiği an aşı olup olmayacağını çok düşündüğünü söylüyor. Karabat bunun sebebini ise şöyle anlatıyor: “Biontech aşısını seçmemdeki sebep ailemin yurtdışında olmasından kaynaklı. İşim gereği çok sık yurtdışına gidiyorum. Aile bağlarım Avrupa Birliği ülkelerinde. Avrupa Birliği ülkeleri aşı pasaportuna geçecek. Şu an Avrupa Birliği’nin tanıdığı aşılar ortasında Biontech bulunuyor. Bu nedenle Biontech’i tercih ettim. Hastanede de aşı uygulaması çok süratli işliyor. 10 dakika içerisinde aşı oldum ve tam randevu saatinde aşı oldum. Hastanede kalabalık da yoktu. Aşıda öncelikli küme olduğumuzu öğrendiğim birinci an aşı olup olmayacağımı çok düşündüm. Zira sıhhat çalışanlarının eşleri ve aileleri var. Öğretmenler var. Aşılanması gereken daha değerli öteki kümeler var. Benim aşı olmayacağım deme üzere bir lüksüm olmadığı için aşı olmayı tercih ettim. Elbette bu hakkın sırf daima basın kartına sahip ya da basın kartı olanlara verilmemesi gerekiyor. Bu uygulama alanda faal olarak çalışan gazetecilere, internet medyasına, aslında bu işi bir kamu misyonu olarak yapan herkese uygulanmalı diye düşünüyorum.”
‘İTİNAYLA KÖTÜLÜK YAPILIR UYGULAMASI…’
Üniversal Genel Yayın Direktörü Fatih Polat da aşı için randevu alan gazetecilerden. Polat, Sinovac aşısı için randevu aldı. Neden Sinovac sorusuna Polat, “Hangi aşıyı tercih ederim diye pek önemsemedim. Randevu alırken de biraz süratli hareket ettim” cevabını verdi.
Yüzlerce meslektaşının bu uygulamadan yararlanamamasına reaksiyon gösteren Polat şunları söyledi: “Bizim daha evvel basın kartlarımız yenileme ismi altında iptal edilmişti. Daima basın kartı olan arkadaşlarımız da dahil… O vakit gösterdiğimiz reaksiyon sonrası kartlarımız kullanıma açılmış sonra da İrtibat Lideri Fahrettin Altun, o denli bir şeyin olmadığını söylemişti. Lakin o gün bugündür turkuaz basın kartı verilmiyor. Ben de aşı için randevu almak istediğimde sistem bana açıktı. Benim kartım reaksiyon gösterdiğimiz vakit kullanıma açılmış olduğu için randevu alabildim.”
Basın mensupları ortasında yapılan ayrıma dikkat çeken Polat şöyle devam etti: “Bu uygulama basın mensupları ortasında bölünme yapan bir uygulama. Ben buna itinayla kötülük yapılır uygulaması diyorum. Kaldı ki alanda çalışan gazetecilerin birçoklarının basın kartı yok. İnternet medyasının basın kartına dahil edilmemesi noktasında önemli sıkıntılar var. Bu alanda Türkiye’de çok önemli bir internet medyası var. Hasebiyle aşılamanın bir an evvel bütün basın işçilerine uygulanması gerekiyor. Bu uygulamanın öteki bir tarafı daha var: Herkes aşılanmadığı surece bu aşılanmanın gerçek manada bir fonksiyon görmeyeceğini biliyoruz. Örneğin bir basın kurumunda birilerinin aşı olmasını onayladınız, öbürleri aşılanmadı. Pekala burada ne olmuş olacak? Bu beşerler birlikte çalışıyor. Bu çok manasız, saçmasapan bir uygulama. Ben bunu itinayla kötülük yapılıyor uygulaması olarak görüyorum. Avrupa’da olduğu üzere basın meslek örgütlerinden oluşan bir komitenin kart vermesi gerekir. Bu türlü bir uygulamaya gereksinimimiz var. Şayet durum bu türlü olsaydı bu türlü bir saçmalık da olmazdı. İktidarın kutuplaştırmasının en olumsuz sonuçlarından biri burada da ortaya çıktı. Buna bir an evvel son verilmesi ve bütün meslektaşlarımızın aşı uygulamasından yararlanması gerekiyor.”
