UYGUN Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı, dün TBMM’nde 327 sıra sayılı Bankacılık Kanunu ile Kimi Kanunlarda ve 655 Sayılı Kanun Kararında Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin 8’inci unsuru hakkında ÂLÂ Parti’nin görüşünü anlatı.
Hasan Subaşı, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun vazife ve yetkilerine ait 8. Madde’de TMSF’nin kanunda belirtilen asıllar çerçevesinde kaynaklarını vazife ve yetkilerinin gerektirdiği ölçüde serbestçe kullanabildiğini, 8’inci hususla yapılan değişiklikle özerk bir kurum olan TMSF kaynaklarının Cumhurbaşkanlığınca verilen görevlendirme çerçevesinde kullanabileceğini belirtti.
“TBMM GÜCÜNÜ VE FONKSİYONUNU YİTİRDİ, CUMHURBAŞKANI YETKİLERLE DONATILDI”
Subaşı “Bu unsura önemli bir muhalefet ve itiraz olmamıştır; olmamıştır ancak Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle dört yıldır yaşadığımız süreçte Cumhurbaşkanının yetkili olmadığı hiçbir alanın kalmaması problemlidir, temel itirazımız bunadır’’ dedi.
Hasan Subaşı konuşmasını partisinin itirazlarını sıralayarak şöyle devam etti:
“Yine itirazımız, TBMM’nin gücünü ve fonksiyonunu yitirmesi, devlet bürokrasisinin etkisiz ve çalışamaz hâle gelmesinedir. Teklifle bankacılık varlık fonu ve finans hususlarıyla ilgili değişiklikler, iyileştirmeler öngörülmüştür. Lakin gelin görün ki; kur muhafazalı sistemin genişletilmesi, şirketlerin de dâhil edilerek teşvik edilmesi derin yoksulluğa itilen ülkemizi tam bir çıkmaza sürüklemiştir’’
“ÜLKENİN DURUMU VAHİM”
Ülkede denetlenmeyen ve sorgulanmayan bu sistemin uygulandığına dikkat çeken Antalya Milletvekili Hasan Subaşı, Türkiye gündemini özetleyen konuşmasını şöyle sürdürdü:
“İktidar; finansman ve kaynak bulabilmek uğruna her devaya başvursa da beyhude, sonuç alamamaktadır. Sorunun hukuk garantisinin olmayıp denetlenmeyen bir sistemde yetkilerin bir bireyde toplanmasında olduğunun gereğince şuuruna varılamamıştır. Faiz sebep, enflasyon sonuç inat ve ısrarı yüzünden halkın büyük kısmı birinci sefer yoksulluk ve açlıkla yüz yüze kalmıştır. Milyonlarca insanımız elektrik ve doğal gaz faturalarını ödeyemediği için karanlık ve soğuğa mahkûm olmuştur.”
DOĞUSUNDA BATISINA ANTALYA’NIN DOĞAL MÜDAFAA ALANLARINA EL ATILIYOR
Subaşı, konuşmasına devamla şunları söyledi:
“Finansman bulmak için neredeyse bütün kaynaklarımız tüketilmiş, sıra elde kalan doğal sit ve ulusal park alanlarına gelmiştir. Maalesef Antalya’da merkez, Kaş ve Gazipaşa’ya kadar birçok bölgede ulusal parklar ve doğal sit alanlarımız bu plan değişikliklerine maruz kalmış lakin meslek odalarının açtığı davalarla engellenmeye çalışılmaktadır.
Finansman bulmak için neredeyse bütün kaynaklarımız satılmış, etraf kıymetlerimiz hiçe sayılarak maden ve taş ocaklarıyla ormanlarımız, inşaatlarla kıyılarımız, koylarımız rant uğruna talan edilmiştir.”
“ÇİFTÇİYE, ÖĞRENCİYE, EMEKLİYE DEĞİL YANDAŞA KAYNAK AKTARILIYOR”
Subaşı, kamu-özel iş birliği yatırımları halkın kullanamadığı fakat maliyetinin halka yüklendiği yatırımlar olduğunu belirterek “Bu torba yasa teklifinde de emekliye, milyonlarca işsize, tarlasını ekemeyen çiftçiye, öğrenciye ve öğretmenlere, KYK borçlusu üniversite mezunlarına, fakirin kederine merhem olacak tekrar hiçbir şey yoktur. Bunlar yoktur lakin kur muhafazalı mevduat yüzünden halkın vergileriyle bankalara ve mevduat sahiplerine büyük meblağlar aktaran kararları vardır. Çocuklarımızı borçlandırma değerine fahiş fiyatlarla kamu-özel iş birliği yatırımları yapılmaktadır. Bütün bunlarla ‘Biz büyük yatırım siyaseti yapıyoruz’ övünmesi yapılırken öbür taraftan da yandaşa para aktarıldığı gözlerden kaçmıyor maalesef” değerlendirmesinde bulundu.
“ÇILGIN PROJELER SONLANMALI İNSANIMIZA YATIRIM YAPILMALI”
Subaşı, Ahlat sarayından sonra Ahlat’ta Bakanlık konutları yapılmaya başlandığını, bir taraftan da Atatürk Havalimanı’nı yıkma faaliyeti sürdüğünü tabir ederek şunları söyledi:
“Deprem tehdidi altındaki İstanbul için hiçbir önlem almazken ısrarla Kanal İstanbul inadını sürdürmesi artık rejimin tümden hesabını kitabını kaybedip savrulduğunun en bariz işaretidir. Bugün yapılması gereken tek şey israfı durdurmak, fahiş yatırımları durdurmak, çılgın yatırımlardan vazgeçmek ve elde ne kalmışsa beşere yatırım için seferber olmaktır. Hesapsız, plansız çılgın projeleriniz yüzünden insanımız, gençlerimiz kendi ülkesinde mutsuzdur, çaresizdir. Öbür ülkelerden her gelene kucak açan iktidar kendi gençlerimize, yetişmiş insanımıza “Giderlerse gitsinler’ diyerek hudut kapısını gösteriyor. Alışılmış, öncelikle kendi insanımızı odağa alan bir iktidar fakat gençlerimizin umutlarını tekrar yeşertebilir”
BU REJİMDEN KURTULMAK ZORUNLULUKTUR
Hasan Subaşı konuşmasının son kısmında bütün bu yaşanan meselelerden kurtulmanın birinci kaidesinin bu rejimden kurtulmak olduğunu lisana getirerek, “hukuk teminatını sağlayacak güçlü ve demokratik bir parlamenter sistemi yine kurmak zorunluluktur. Ortak akıl ve nitelikli demokrasiyle ülkenin bütün kazanımları ve bedelleri tekrar seferber olabilir’’ dedi.