Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde 8 Temmuz 2018’de 25 kişinin öldüğü, 328 kişinin yaralandığı tren katliamının 10. duruşması, mahkemenin üst seviye yöneticilere yönelik soruşturma yapılması için Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazdığı yazıya cevap gelmemesi nedeniyle ertelendi.
9 yaşındaki oğlu Oğuz Arda Sel’i ve eski eşi Hakan Sel’i kaybeden Mısra Öz, Cumhuriyet TV‘ye konuştu.
“TAHAMMÜLÜMÜZÜN KALMADIĞINI SÖYLEDİK”
Dört yıldır adalet çabası verdiklerini belirten Öz, 14 aydır iddianamenin hazırlanmasını beklediklerini ve hazırlanmadığı için davanın devam edemediğini aktardı.
Bugünkü duruşmada tekrar iddianamenin olmadığını ve aslında evrak alışverişini izlemeye gittiklerini belirten Öz, “İddianame olmazsa dava yürümez. Ne yazık ki biz oraya evrak alışverişine ve yoklamaya gittik. Bizim evrak alınıp verilmesini izleyecek bir durumumuz yok. Günler öncesinden tahammülümüzün kalmadığını vurguladık. Ne avukatlarımızın ne heyetin söyleyebileceği bir şey vardı” sözlerini kullandı.
“CANLARIMIZ, İHMAL KAYNAKLI ÖLDÜRÜLDÜ”
Avukat Can Atalay’ın katılamama sebebinin, Atalay’ı susturmak istemeleri olduğunu söyleyen Öz, Atalay’ın mahkemede bulunmasının ailelerin yasal hakkı olduğunu belirtti. Çorlu’da gerçekleşen facianın bir kaza değil katliam olduğunu da aktaran Öz, kelamlarına şu biçimde son verdi:
- Sorumluluklar yerine getirilmediği için biz buna katliam diyoruz. O kadar başı boş bırakılmış raylardı ki. Yol bekçilerinin çıkartılmış olması dahi bu kadar küçük bir denetim merkeziyle bu katliamın önüne geçilebileceğini gösteriyor. Bizim canlarımız idarenin ihmalinden kaynaklı olarak öldürüldü. Gerçek sorumlular yargılanmıyor. Neden yargılanmıyor? Zira ismi üstünde ‘Devlet Demir Yolları’. Bu devlete bağlı bir kurum, bu kurum başında iktidarın ortakları var. AKP iktidarı kendinden olan hiç kimsenin kusur yapabileceğini kabullenemiyor.
NE OLMUŞTU?
8 Temmuz 2018’de, Uzunköprü’den İstanbul’a yanlışsız hareket eden yolcu treni, Çorlu yakınlarından geçerken rayların altındaki menfezin kayması sonucu raydan çıktı. 5 vagonun devrildiği kazada en küçüğü 7 aylık olmak üzere 7’si çocuk 25 kişi öldü, 328 kişi yaralandı.
İddianamede “kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu” bulundukları gerekçesiyle sanıklar Turgut Kurt, Özkan Polat, Çetin Yıldırım ve Celaleddin Çabuk’un “taksirle vefata ve yaralanmaya neden olmak” kabahatinden 2 ila 15 yıl ortasında mahpusla cezalandırılması istenmişti. Dört yıldır davadan bir sonuç çıkmadı ve sanıklar hala tutuksuz yargılanıyor. Bugün görülen duruşma ise iddianame hazırlanmadığı için 5 Ekim’e ertelendi.