Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 2021’e ait faaliyet raporu, başkanlık tarafından 2021’de hiçbir ulusal gün yahut bayramda program düzenlemediğini ortaya koydu.
Ulusal bayramlar ve günlere denk gelen cuma hutbelerinde yıllardır Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ismini anmayan ve yansılara neden olan Diyanet, bu durumu Atatürk’ün “millete dua edilmesini isteyen” yazısı ile savundu. İlahiyatçılar ise Diyanet’in, bu yazıyı çarpıttığını vurguladı. Diyanet, Atatürk ve Cumhuriyet “alerjisini” bir adım ileri taşıyarak 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutlamadı. Lider Ali Erbaş ve Diyanet, hiçbir kutlama bildirisi paylaşmadı.
Bahse ait Cumhuriyet’e konuşan ilahiyatçı ve felsefeci Prof. Dr. Şahin Filiz, “Israrlı duyarsızlık, düşmanlığa götürür” dedi. Erbaş’ın, Ayasofya’nın açılışında Atatürk’e lanet okuduğuna işaret ederek “Hutbede lanet okuyanların 19 Mayıs’ı kutlamaya yüzü olmaz” tabirini kullanan Filiz, “Bayramlar ortasında ayrım yapıp milleti millet yapan ulusal bayramları görmezden gelmek, önemsememek, ısrarla duyarsız davranmak sonunda ulusal birlik ve beraberliğimizi sarsar. Laik ve özerk bir Cumhuriyet kurumu olarak Diyanet’in 19 Mayıs’ı anmamakta ısrarcı olması, Ulusal Mücadele’nin fitilinin ateşlendiği bu kutlu günü, Ulusal Mücadele’nin ehemmiyetini, Türk gençliğine armağan edilen bu bayramı ve Cumhuriyeti hiçe saymak demektir. Halbuki Diyanet İşleri Başkanlığı tam da bu pahalara bağlı ve onlar sayesinde kurulmuş olduğundan, aslında Diyanet kurum olarak kendi kendisini de yadsımakta, kendine bile hürmeti olmadığını göstermektedir” diye konuştu.
“ÖZÜR DİLENMELİ”
Diyanet’in ve Erbaş’ın, dini bayramlar kadar ulusal bayramlara da itina ve hassaslık göstermekle yükümlü olduğuna dikkat çeken Filiz, şunları kaydetti:
“‘Deizm, ateizm ve agnostizm aldı başını gidiyor’ diye yakınan Diyanet, evvel kendisine çeki sistem verip nedenini Türk halkının hassasiyetlerine ne derece hürmet gösterip göstermediğinde aramalı. Her görüşten dindar insanların cami üzere kutsal bir yerde, hutbede bu ülkenin kurucusu Atatürk’e hem de kendi kurduğu Diyanet’in en üst yetkilisi tarafından lanet okunmasını güzel gördüklerini düşünmek, en hafifinden cahilliktir. Hutbe okurken ve çeşitli vesilelerle ulusal bayramları ve Cumhuriyeti Türk milletine armağan eden Atatürk’e lanet okumuş olmaktan ötürü duyulan bir utanma ve mahcubiyet duygusu varsa, bu vahim yanlışı düzeltmenin yolu, başta Ayasofya olmak üzere Türkiye’nin bütün mescitlerinde, dini ve ulusal bayramlarda Atatürk’ten özür dilemek, dualar etmektir. Bu özür ve duayı her yıl tekrarlayarak ne büyük saygısızlık ve haksızlık edildiği itiraf edilmeli.”
“YÜRÜDÜĞÜ YOLU ORTAYA KOYDU”
Emekli müftü Gani Aşık, Erbaş’a, birtakım din âlimleri üzerinden reaksiyon gösterdi. Molla Gürani’nin, Fatih Sultan Mehmet’e ismiyle hitap ettiğini, karşılaştığında selam verdiğini lakin önünde eğilmediğini, kucaklaştığını fakat elini öpmediğini anımsatan Aşık, birinci Diyanet İşleri Lideri Rifat Börekçi’nin ise kendisi ve eşi için sakladığı kefen parasını Ulusal Gayret için Atatürk’e verdiğini söyledi. Aşık, “Cennetmekân bu iki büyük din alımı yanında, Mustafa Kemal ve Ulusal Mücadele’deki arkadaşlarının katlinin vacip olduğu fetvasını Mustafa Sabri yazmış, Şeyhülislam Dürrizade onamış, sadrazam Damat Ferit imzalamış, Vahdettin yürürlüğe koymuş, İngiliz uçakları da Anadolu köylerine atmıştı. Atatürk’ün, küffarın işgaline karşı Samsun’a çıkmasıyla fotoğrafın tamamı açısından devletimiz, karesi prestijiyle da Diyanet kuruldu. Atatürk’ü hutbelerden çıkaran Erbaş, 19 Mayıs’ı da es geçerek Molla Gürani ve Rifat Börekçi’nin değil, Mustafa Sabri ve Dürrizade’nin yolunda yürümeyi yeğlediğini bir kere daha ortaya koydu. Erbaş hocanın, iktidara yaranma uğruna, Diyanet bütçesine önemli katkılar veren Ata’sının yolundaki büyük kamuoyuna saygısızlık ve tarihimize şaşı bakma hastalığından kurtulmasını dilerim’ tabirlerini kullandı.”