Müberra TAŞÇI / SAMSUN
Türkiye’de gücün yaklaşık yüzde 37’si konut üzere ömür alanlarında tüketilirken, bunun da yaklaşık yüzde 80’i ısıtma ve soğutma için harcanıyor. Hasebiyle bu durum enerjiyi verimli kullanmanın ne kadar değerli hale geldiğini gösteriyor.
Dünya Gazetesi ile Yapılarda Güç Verimliliği Derneği (VERİMDER)’in birlikte düzenlediği Anadolu Buluşmalarının son ayağı Samsun oldu. VERİMDER Anadolu Buluşmaları kapsamında Samsun’da güç verimliliği alanında vatandaşlar bilgilendirildi. Panele, Yapılarda Güç Verimliliği (VERİMDER) Derneği Lideri Çağdaş Korkmaz, VERİMDER İcra Konseyi Lideri Prof Dr. Emre Alkin,
Dünya Gazetesi Genel Koordinatörü Vahap Munyar, birçok dernek lideri ve iş insanı katıldı.
110 milyar dolarlık bir güç faturasını önlemek için tabandan tavana gerçek hareket edilmesi gerektiğinin altını çizen VERİMDER İcra Konseyi Lideri Prof Dr. Emre Alkin, “Şimdi ise Türkiye’nin güç faturasına geçiyoruz. Türkiye’nin büyümesinin süratli olduğu vakitte 55 milyar dolarlık güç faturası var. Artık 2 kat fiyatlar arttı ve 110 milyar dolara yanlışsız koşuyoruz. Türkiye’nin ithalatı tüketim mallarından oluşmuyor. T.C Ticaret Bakan Yardımcısı İstek Tuna Turagay diyor ki; ithalatımızın yüzde 90’a yakını hammadde aramalı, yatırım malı ve içerisinde güçte var. Türkiye tüketim toplumu oldu diyorlar, o denli bir şey yok. İhracatımızın yüzde 85’i en son mal kategorisinde olduğu için alıcı nazlı. Üretmek için ithalat yapmak zorundayız. 110 milyar dolarlık bir güç faturasını önlemek üstten aşağıya gerçek değil, tabandan tavana gerçek bir hareketle olabilir. Vatandaşlar, müteahhitler, bölüm temsilcileri ve kanaat başkanlarıyla daima birlikte biz evvel kendi konutumuzu düzeltmekle başlayacağız. Endüstrinin kullandığı güçten daha fazla binalarda kullanıyoruz” diye konuştu.
7 yıl sonra sanayi yeşil olacak
Huawei’nin 2030 raporuna nazaran 7 yıl sonra endüstrinin yeşil olacağı bilgisini veren Alkin, “Amerika Birleşik Devletleri’nde olduğu üzere bilgisayar oyunları oynayan çocuklar Amerikan otoyollarındaki 5 milyon aracın ortaya çıkardığı karbondioksit gazıyla üretiyor. Bir fotoğraflı mail attığınız vakit bile 2 tane çaydanlığı kaynatacak kadar ısı tüketiyorsunuz. Dünya ısınmaya devam ediyor. Dijitalleşme ısınmayı da beraberinde getiriyor. Zira herkes kripto madenciliğine girişti. Herkes kısa yoldan varlıklı olmaya çalışıyor. Bunlarda inanılmaz derecede ısı çıkarıyor. Makineler çok ısındığı için birçok kripto madencisi dünyanın en soğuk bölgelerine taşındı. Bu beşerler aklı başında projeler yapıyorlar ve dünyayı karbon ve güç sıfır hale getiriyorlar. Hatta karbon ve güç sıfır olan binaları oluşturmaya çalışıyorlar. Huawei’nin 2030 raporunda şunlar yazıyor; 2030 yılında elektrik gücünün yüzde 50’si yenilebilir güçten üretilecek. Elektrik kullanımı toplam son güç tüketiminde yüzde 30’a yükselecek. Güç depolama kapasitesi 20 kat daha fazla olacak. 7 yıl sonra sanayi yeşil olacak. Her 10 bin çalışana 390 robot düşecek. Yeni binaların tamamı 2030’da karbon sıfır olacak. 2050’de de tüm binalarda karbon sıfır olacak, diğer deva yok. Buna mecburuz, bu yatırımlardan kaçamayız. Sıhhat faaliyeti de10 kat artacak. Uzaktan eğitim 20 kat daha fazla olacak” halinde konuştu.
Soldan sağa: Yapılarda Güç Verimliliği (VERİMDER) Derneği Lideri Çağdaş Korkmaz, VERİMDER İcra Heyeti Lideri Prof Dr. Emre Alkin, Dünya Gazetesi Genel Koordinatörü Vahap Munyar.
“Enerji faturamızı azaltacak teşvik ve dayanaklar vermek gerçek olur”
Güç verimliliği konusunda dünyada örnek gösterilebilecek ülkelerin teşvik ve dayanaklarıyla ilgili örnekler veren Dünya Gazetesi Genel Koordinatörü Vahap Munyar, “Yakın vakitlerde Almanya Federal Hükümeti, Ulusal Güç Verimliliği Aksiyon Planı yayınlamış. Aksiyon planının içerisinde binalar, sanayi, ticaret ve ulaşımda güç tüketimini azaltmak maksadı var. Sonuncu güç tüketiminin yüzde 50’sinin ısıtma ve soğutmadan yaşandığını belirtiyorlar. Hükümet bu plan çerçevesinde binalarda daha âlâ yenileme ve ısı yalıtımını yapabilmek için vatandaşına dayanak vermeyi planları içerisine koymuş. Bütün Avrupa Birliği ülkelerinde mevcut binalarda yalıtım yapmak Avrupa Birliği ülkelerinin toplam güç tüketimini yüzde 6 civarında azaltıyor. Beraberinde karbondioksit salınımını da yüzde 5 civarında düşürebiliyor. Bu işin birkaç tarafa yararı var. Öbür bir örnek ise Singapur. Singapur Yapı ve İnşaat Kurumu mevcut binaların uygunlaştırılması ve daha güzel hale getirilmesi için 63 milyon dolarlık bir teşvik planı başlatacağını açıkladı. Bu plan çerçevesinde vatandaşlarına binalarında ısı yalıtımı yapmaları kelam konusu olduğunda takviye vereceklerini duyurmuş. Fransa ise epeydir uyguluyor ve vatandaşlarına 10 bin Euro’ya kadar takviye veriyor. Fransa’da bu takviye sayesinde 1 milyon civarında konutta ısı yalıtımı konusunda yol alınmaya başlanmış. İrlanda’da güç kullanımını azaltmak üzere bir plan açıkladı. Ülke olarak bunları örnek almalıyız. Bu yıl için koşmak üzere olan güç faturamızı azaltacak teşvik ve dayanaklar vermek hakikat olabilir diye düşünüyorum” tabirlerini kullandı.
Türkiye’de güç verimliliğine finansal takviye sağlanmalı
Güç verimliliğinde ülkemizde de sanayiciden vatandaşa herkesin finansal olarak desteklenmesi gerektiğini belirten Yapılarda Güç Verimliliği (VERİMDER) Derneği Lideri Çağdaş Korkmaz, kelamlarına şunları ekledi: “Enerji verimliliğinin farkında olarak hareket etmemiz gerekiyor. Mevcutta 20 milyonun üzerinde konut sayımız var. Bunun yüzde 70’inden fazlası ne yazık ki güç verimsizi olarak kullanılıyor. Tüm binalar güç verimliliği ismi altında olsaydı her yıl 6-7 yıl milyar dolar ülke iktisadına katkıda olacaktı. Bu yaşanan duruma sessiz kalmamalıyız. En ucuz güç harcanmayan ve tasarruf edilen güçtür. Konfor şartlarımızı koruyarak tasarruf edebileceğimiz birçok yatırım ve düzenleme yapabiliriz. Bilhassa dünyada neler oluyor ve nasıl gelişmeler yaşanmış hepsine tek tek bakmamız gerekiyor. Avrupa Birliği’nin yeşil mutabakatla ilgili ayırdıkları fon 1 trilyon Euro ve bununda 260 milyar Euro’sunu 2030 yılına kadar bilhassa 35 milyon konutun yenilenmesi için harcayacaklar. Endüstriciler güç konusunda çok daha süratli bir formda güç tasarrufu alanındaki yatırımları çok süratli bir formda hayata geçirebiliyorlar. Fakat ülkemizde ise bu işin finansal olarak desteklenmesi ehemmiyet arz ediyor.”